tag:blogger.com,1999:blog-95483482024-03-08T17:41:12.035+03:00Hakan Uygun YazıyorBurası çeşitli konularda ki ( engin :) ) fikirlerimi paylaşmak istediğim bi köşeHakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.comBlogger194125tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1166525961872494082006-12-19T12:50:00.000+02:002006-12-19T12:59:21.886+02:00Yeni bir blog yine bir blog!Yeni blog'um açılmış bulunmaktadır : <a href="http://www.hakanuygun.com">hakanuygun.com</a>.<br><br>İlgilenen herkese teşekkür eder alıcı ayarlarınızı değiştirmenizi rica ederim. <br><br>Bu adres, arşiv amacıyla saklı kalacaktır. Söz uçar yazı kalır.Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1165775444375990772006-12-10T20:00:00.000+02:002006-12-10T20:30:44.433+02:00Kapanırken...<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/bloglar" rel="tag" >bloglar</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/duyuru" rel="tag" >duyuru</a></div><br>2 yıl önce bugün ( 10 Aralık 2004 ) Blogger'da blog tutmaya başlamışım. Bu süreç içinde 192 yazı yazmışım. Bunlar yaklaşık 120 farklı etiketle işaretlenmişler. En çok kullandığım ilk on etiket ise sırasıyla şunlar : <ul><li>linux</li><li>bloglar</li><li>duyuru</li><li>kişisel</li><li>tanıtım</li><li>günün...</li><li> anime</li><li>foss</li></li><li>internet</li><li>etkinlik</li></ul><br><a href="http://www.statcounter.com/">StatCounter</a> kullanmaya başladığım günden bu yana da blog'umu 23,575 kişi ziyaret etmiş. Bu ziyaretlerin önemli bir kısmının okur değil, google'dan arama yapıp gelen ve 0.1 saniye içinde başka bir yerlere giden tarayıcılar olduğunu sanırım tahmin ediyorsunuzdur.<br><br>Yukarıdaki bilgileri ikinci yıl sonu muhasebesi diye nitelendirmeyiniz. Bunlar bu blogun kapanış muhasebesi. Evet, <b>huygun.blogspot.com</b> kapanıyor. <br><br>Fakat hemen sevinmeyin. Bir blog yazarı olarak benden kurtulmuyorsunuz. Bende modaya uyup kendi adresime ve wordpress'e taşınıyorum. Pek yakında yepis yeni bir adresten ve blogsisteminden yazmaya devam edeceğim. <br><br>Efendim görüşmek üzere diyelim...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1164619241529314882006-11-27T10:59:00.000+02:002006-11-27T11:20:43.586+02:00Özgürlük İçin...<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/Pardus" rel="tag" >Pardus</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/Linux" rel="tag" >Linux</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%22Sait%2BFaik%22" rel="tag" >Sait Faik</a></div><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/x/blogger/1003/700/1600/677258/saitfaik.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/x/blogger/1003/700/320/424543/saitfaik.jpg" border="0" alt="" /></a><br>"Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. Hırs hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kâğıt kalem aldım, oturdum. Ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım."<br><br>Yazmak için, Yaşamak için, Özgürlük için <a href="http://www.pardus.org.tr">Pardus</a>.Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1163436398986173442006-11-13T18:30:00.000+02:002006-11-13T18:46:39.190+02:00Sun Java artık özgür!<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/java" rel="tag" >java</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/foss" rel="tag" >foss</a></div><br>Sun, JVM ve Java Derleyicisi ile kendi ürettiği Java ürülerini özgürleştirmeye başladı. Kaynak kodları ve ürünleri <a href="https://openjdk.dev.java.net/">OpenJDK</a>'dan indirebilirsiniz.
<br><br>Daha önce CDDL ile yayınladığı Java EE platformu <a href="https://glassfish.dev.java.net/">Glassfish</a> projesi de GPL ile yayınlanıyor artık.
<br><br>Daha detaylı bilgi için <a href="http://www.sun.com/software/opensource/java/">buraya</a> bakabilirsiniz.<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/TShirt2003Small.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/TShirt2003Small.jpg" border="0" alt="" /></a><br><br>Ve hepsinden daha mühimi <a href="https://duke.dev.java.net/">Duke</a>'a artık özgür. Java maskotu Duke'un imajları, modeleri BSD lisansı ile yayınlanmış.Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1161359471302333782006-10-20T18:47:00.000+03:002006-10-20T18:54:34.706+03:00Gene TatilYılın son tatil fırsatını değerlendirmek üzere bu akşam yola çıkıyorum. Marmaris, Dalyan, Datça bir gezip gelicem...<br><br>Ayrıcana bugün önemli bir gün, şahane işler olmakta. Ama neyse, gerisi gelince :)<br><br>Herkese iyi bayramlar...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1159691488832866232006-10-01T11:11:00.000+03:002006-10-01T11:46:26.380+03:00Web Oyuncakları<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/%22web%2Boyuncaklar%C4%B1%22" rel="tag" >web oyuncakları</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%22web%2B2.0%22" rel="tag" >web 2.0</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/web20" rel="tag" >web20</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%22tag%2Beditor%22" rel="tag" >tag editor</a></div><br>Yeniden bir web 2.0 girdisiyle burdayız efendim. Uzun zamandır bu konuda bir şeyler yazmıyordum çünkü bir "hype" olarak sitenin başına "beta" diyen, bir parça şıkıdımlı arayüz sunan, rss ve etiketler kullanarak aynı işi yapan tonla uygulama basmıştı ortalığı. <br><br>Benim gibi düşünen başkalarıda varmış üstelik sadece düşünmekle kalmayıp çeşitli "web 2.0" uygulamaları da geliştirmişler :)<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/hakan.uygun.yaz%3F%3Fyor%202.0BETA.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/hakan.uygun.yaz%3F%3Fyor%202.0BETA.jpg" border="0" alt="" /></a>Bunların başında <a href="http://emptybottle.org/bullshit/">bullshitr</a> geliyor. Sizin için web 2.0 iş planınıza koyacağınız cümleler üretiyor. Burdan aldığınız ip uçlerı yetmiyorsa bir de <a href="http://what.was.the.question.whyblog.org/buzz/">buzzphrase</a>'ı deneyin. Tabiki "web 2.0" uygulamanız için isme ihtiyacınız var. Bunun içinde size <a href="http://andrewwooldridge.com/myapps/webtwopointoh.html">Web Two Point Oh!</a> öneririm. Sadece site isminizi önermekle kalmıyor, uygulamanızın içeriğine dair de fikirler sunuyor. Vee geriye kalan son şey afilli bir logo. Bunun içinde <a href="http://msig.info/web2.php">Web 2.0 Logo Creatr</a>'ı ziyaret etmeniz yeterli...<br><br><center>***</center><br><br>Bütün bunların yanında, açık API'si ve modül desteğiyle başarılı bir internet masaüstü ortamı sunan, en sevdiğim web 2.0 uygulaması <a href="http://www.netvibes.com/?lang=tr_TR">Netvibes</a> artık Türkçe desteğine sahip.<br><br><center>***</center><br><br>Hazır haber veriyorken, Firefox eklentisi <a href="https://addons.mozilla.org/firefox/1384/">Tag editor</a>'ün 0.6 sürümüyle Firefox 2.0 desteği kazanmış olduğunu da bildireyim..Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1159356117130269572006-09-27T14:11:00.000+03:002006-09-27T14:21:57.156+03:00Motorsiklet Günlüğü<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/motor" rel="tag" >motor</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/gezi" rel="tag" >gezi</a></div><br>Barış'tan çok kıskandığım bir yolculuk daha. Motorsiklet ile Ege, Akdeniz ve İç Anadolu yolculuğu. <a href="http://barisefe.com/albums/motor200609/index.html">Bakınız</a> ve haset ediniz.<br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://barisefe.com/albums/motor200609/img/4/8_slideshow.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px;" src="http://barisefe.com/albums/motor200609/img/4/8_slideshow.jpg" border="0" alt="" /></a><br>Neyse, çok haset etmiyelim. Elbet önümüzdeki yaz bende yaparım.<br><br>Bu arada bir <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Enduro">enduro</a> farz oldu.Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1158653689128831162006-09-19T10:58:00.000+03:002006-09-21T08:59:16.050+03:00Kaçkar Yolları Çarşak...<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/da%C4%9F" rel="tag" >dağ</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/ka%C3%A7kar" rel="tag" >kaçkar</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/tatil" rel="tag" >tatil</a></div><br><br><span style="font-weight: bold;">Giriş</span><br>Efendim, ben pek gezi yazıları okumayı sevmem, ama sanırım yazmayı seviyorum. Peşinen söyleyeyim, sevmiyorsanız aşağıdaki resme bakıp başka blog'a atlayın.<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0296.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/HPIM0296.jpg" alt="" border="0" /></a><br>
Bu yaz sonu Trans Kaçkar yapmayı nerdeyse geçen sene Ağrı dönüşünden beri planlıyorduk. Sonunda 27 Ağustos - 3 Eylül arasında bu turu yapmak için yola çıktık. Ardından turu uzatıp 9 Eylül'e kadar Kaçkarlarda kaldık. Tadı tamağımda kaldı. Daha çıkamadığım bir dolu yayla var. Fakat bu seyahatleri Ağustos 15 gibi planlamak gerekir çünkü Vartevor'lar yani yayla şenlikleri o zaman yapılıyorlarmış.<br><br>Çarşak nedir derseniz : "<span style="">Döküntü kayaların,taşların ve çakılların meydana getirdiği değişik boydaki taş yığınlarına <b>çarşak</b> denir"</span>. Kaçkar dağları ufalanmakta ve bitki örtüsü olmayan her yerde çarşak üzerinden yürümeniz gerekiyor.<br><br>Bir diğer not olarakta Hemşin yaylalarının adlarının bazıları Türkçeleşmiş olsada hemen bütün hepsinin Ermenice olduğunu belirtelim. Ayrıca böğürtlen ve ahududu'na da Kara ve Kırmızı Coh denmektedir ilgililere duyrulur.<br><br>Bu blogun girdisinin resmi türküsü ise şudur :<br><br><div style="text-align: center;">"Dinleyin arkadaşlar ben bir kusur işledim,
yanağını öperkende dudağını dişledim."<br></div><br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 0 </span><br>Kaçkara gidiş hazırlıklarında son aşama olarak çantalar toplandı. Sabiha Gökçen'e gidecek servis arandı ama bulunamayıp Aysel'den yardım istendi. Sabah'a karşı olan uçağımıza bizi yetiştirmek inceliğini gösterdi. Uçak Trabzon'a doğru havalanacak ve biz bekliyoruz...<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 1</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0179.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/HPIM0179.jpg" alt="" border="0" /></a>Trabzon Havaalanından Bukla rehberi tarafından karşılandık. Bir birimize baktık ve ben "hımm, bir yerlerden tanıyorum ama nerden?" diye düşünürken. "Sanıyorum tanışıyoruz. Ben Mayk, Melek'ten" dedi. Aynı sırada yan taraftaki bir kız gülerek bize yanaştı ve evet onuda tanıyorum : Sedef. Eşi ile beraber Karadeniz Yayla Turuna gelmişler.<br><br>Uçakla gelecek olan kısmımızı toplayıp bir minübüs'e doldurdular ve Trabzon'a hakim tepelerden birine çay içmeye yollandık. Bu arada da ekip tanışması başladı. Kendini ilk tanıtan Şahan oldu. Fotoğraflardan ve ışıktan bahsetmeye başladı. Anlattıklarından yola çıkarak ilk anda Volkan gibi sırtında kamp çantası önünde fotoğraf çantası dolaşan biri olduğunu sandım fakat bir Sony Sybershot çıkarıp tripod'a bağlayınca... Evet aynen öyle.<br><br>Neyse efendim ekip tanışmaya devam ediyor : Sibel, çorap dükkanı var. Gökçen "bankacı", Nurşah "bankacı", Ayten "bankacı", ben "bilgisayarcı", Mayk "rehber". O gün bize bir çiftin daha olduğunu onlarla ve diğer rehberimiz Mustafa ile Ardeşen'de buluşacağımız bildirildi.<br><br>Çaylardan sonra Sümela Manastırına doğru yola düşüldü. Daha önceden almış olduğum bilgiye göre buralarda harika sütlaç vardı ve benim hedefim manastır değil sütlaçlardı :)<br><br>Sümela Manastırı görülmeye değer bir yapı. Fakat genel hali ve duvarlardaki fresklerin durumu içler acısı. Bütün fresklerin üzerine isimler yazılmış, yüzler yerlerinden çıkartılmış durumda. Restorasyon çalışmaları varmış fakar uzun süredir çok da bir gelişme yokmuş.<br><br>Manastırdan çıkınca yemek yemeye indik ve ben sütlaçlarıma kvuştum. Ama çok fazla şey beklediğimden sanırım o kadar da muhteşem olmadıklarını düşünüyorum. Fakat bu kararı vermek için iki kase yediğimi de belirtmeliyim. Haa bu arada bir kısım arkadaşlarımız dağ başında deniz incik boncuğu satın aldılar : İnci ve mercan kolyeler.<br><br>Efendim günün sonunda Ardeşen'e vardık ve otelimize yerleştik. Bu sırada ekibin son üyeleri bahsi geçen çiftin, Tahsin ve Ata kardeşler olduğu ortaya çıktı. Herkes kendilerini çift zannettiği için iki kişilik yataklı bir oda verilmiş kendilerine ve bunu değiştirmek içinde bir parça uğraşmışlar :)<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 2</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0186.0.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0186.jpg" alt="" border="0" /></a>Trans kaçkar yapmak için Kaçkar dağlarının güneyine geçmek için yola çıktık. Hopa'ya kadar sahilden gidip oradan Cankurtaran geçiti yolu ile Borçka, Artvin ve Yusufeli'ne doğru 5 saatlik bir araba yolculuğu. Bu yol boyunca Çoruh nehrini ve üzerine yapılan baraj çalışmalarını gördük. Önümüzdeki yıllarda geriye çoruh nehri kalmıyacak sanırım.<br><br>Artvin ve Yusufeli tarafı akdeniz iklimine sahip. Bitki örtüsü makilik ve hava çok sıcak. Yusufeli en son alış veriş yapılacak ve cep telefonları ile konuşulabilecek yer olduğunuda belirteyim. Burada bizi Bukla temsilcisi Fatih karşıladı ve zirve dönüşü buluşmak üzere ayrıldık.<br><br>Buradan sonra Kaçkar zirvesinin güneyine erişmek için Heveg'e doğru yola koyulduk. Yol çalışmaları nedeniyle sıkça durmak ve bu arada yol açılıp minibüs peşimizden yetişene kadar küçük yürüyüşler yapmaya başladık. Tabiki bu yürüşler ilk böğürtlen çalısında sona erdiler.<br><br>Heveg'e vardığımızda hava henüz kararmamıştı ve yemek öncesi Mayk'ın rehberliğinde küçük bir eğitim yürüyüşüne çıktık : "Çarşak üzerinde nasıl tırmanılır ve inilir?". Yemek sonrasında da yıldız seyretmeye gittik. Samanyolu harikaydı. Hatta bazılarımız dilek tutmak için kayan yıldızda görmeyi başardılar.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 3</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0204.0.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: right; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0204.jpg" alt="" border="0" /></a>Zirveye çıkmak için başlangıç noktamızı oluşturacak olan Dilberdüzü'ne doğru yola çıktık. Artık yola katırlarla devam ediyoruz. Aslında bu yolculuk ertesi gün için küçük bir ısınma yürüyüşü. Normal şartlar altında 4 saat gibi bir sürede bitirilebilecek olan bu yürüşüyü yol üzerinde Ahududu yiyerek ve kondisyonsuz olan benim gibilerin aksak ritmi ile zorlanarak tamamladık.<br><br>Bu yürüyüş sonrasında bazılarımız ertesi günkü zirve tırmanışını yapmamayı bile düşünüyordu. Fakat ilk dinlenmenin ardından, ertesi güne hazırlık için çevre civarda küçük tırmanışlar yapmaya başladık.<br><br>Çadırlar kuruldu, kamp hazırlandı ve akşam yemeği ile birlikte herkes yatmaya çekildi.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 4</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0217.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0217.jpg" alt="" border="0" /></a>Zirve günü. sabah 6 sularında tırmanışa geçeceğiz. Dolayısı ile kalkıldı kahvaltı yapıldı. Herkes kendince hazırlığını yaptı. Hava soğuk, sabah serinliği var. Polarlar v.s. sırtımızda hatta bir çoğumuzun başında bere var.<br><br>Yola çıktıktan bir süre sonra hava ısındı ( ya da biz ısındık ) ve polarlar çıktı, sonra geri giyildi, gene çıktı şeklinde zirveye kadar değişip durduk... İlk ana durak Deniz gölü. O yükseklikte beklemediğiniz bir güzellik. Evet Kaçkar zirveleri göl dolu ama bu gölün özelliği bulunduğu yükseklikte dünyanın ikinci büyük gölü olması. Deniz gölünde fazla oyalanmadan yola devam edip, Karar Noktası'na ulaştık. Burada kim yola devam edecek kim etmeyecek kararı verilecekti. Ve herkes yola devam etme kararı verdi.<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/Ka%3F%3Fkarlar%201%20263.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: right; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/Ka%3F%3Fkarlar%201%20263.jpg" alt="" border="0" /></a>Hava şahaneydi. Ne çok sıcak ne çok soğuk, açık ve az biraz rüzgarlı. Tırmanış umduğumdan daha kolay oldu. Evet zaman zaman zorlanmadım değil ama genel olarak beklediğimden daha kolay bir tırmanış oldu. Sonuç olarak tüm ekip, 3937 metre olan zirveye ulaştık. Bu yıl içerisinde Bukla'nın çıkardığı ekipler içinde tam takım zirve yapan tek ekipmişiz. Zirvede normalden daha fazla zaman geçirdik 1.5 saat kadar oyalandık. Bunun en az yirmi dakikasında uyuduğumu da itiraf edeyim :)<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0272.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0272.jpg" alt="" border="0" /></a>Aşağı iniş her zamanki gibi tırmanıştan daha zorlu idi. Genel olarak acelemiz olmadığına karar verdiğimiz için fazla mola vererek, çevreye bakınıp fotoğraf çektirerek ağır ağır indik. En son Dilberdüzü'nün tepesinde rehberler iniş düzenini serbest bıraktıklarından itibaren Ayten ve ben "inebilirken inelim" diyerek hızlandık, hatta aldığımız daha fazla oksijen nedeniyle biraz koşturduk.<br><br>Sonuç olarak ekibimiz bu sezon başka bir ilke daha imza attı ve bu yolu en uzun sürede tamamladık. Kırdığımız rekor sadece Bukla'nın bu sezonki ekipleri arasında geçerli yoksa bizden daha uzun sürede zirve yapan efsane ekipler varmış :)<br><br>Yorgunluk ile nerdeyse zorla yemek yedim ve doğrudan çadıra girdim. Geri kalan ekip zirve kutlaması yapmış. En azından bana öyle dediler.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 5</span><br>Bugün kamp toplanıyor ve Olgun'lara geri yürüyüş başlıyor. Dünkü yorgunluğun ardından dinlenmek için kısa bir yürüyüş. Fakat olgunlara varmamız epey uzun sürüyor. Çünkü yolda ahududu tarlaları var. Herkes doyabildiği kadar yedi. Sanırım birinci kuşaktan köylü çoçuğu olmaktan, sadece biraz ahududu olsaydı yerdim fakat bu kadar çok olunca toplamaya başladım. Sonuçta 1 kilo kadar ahududu toplayarak, Olgunlar'a vardık. Akşam bu ahudutlarını süt ile ezerek hoş bir içecek yapmak istiyordum ama yaylada 1 litre süt yoktu. Heveg'e giden araç ile süt sipariş ettik ve geriye kutu süt geldi.<br><br>Gün Dürt, Hasan v.b. oyunlar ile kapandı. Zirve yorgunluğundan eser kalmamıştı.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 6</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0384.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0384.jpg" alt="" border="0" /></a>Bugün trans günü. Kaçkar dağları Lanetleme Geçidi üzerinden aşılacak ve Ayder'e inilecek. Bugün, ekibimize iki kişi daha katıldı : Esra ve Şükran hanımlar. Tahsin ise transı yürüyerek değil geldiğimiz yolla, araba ile yapmaya karar verdi.<br><br>Yola çıktık, sıkı bir yürüyüş ile geçide vardık. Feci bir rüzgar, tutmasak bazı arkadaşlar uçacak. Tam bu noktada hepimizi tuttuğu için Ata'ya bir daha teşekkür ederim :) Sonuç olarak Lanetlemeyi aşmak sandığımdan, beklediğimden çok daha kolay olmuştu.<br><br>Dağın kuzey yüzü hemen kendini göstermeye başladı. Bulutlar ayaklarımızın altında, ve yeşilin tonu bir kat daha koyu... Tatili burda uzatmaya işte tam burada karar verdik. Karadeniz gölüne doğru inerken rehberlerimiz karşı yamacı gösterip "işte orası da Kavrun geçiti" dediler ve biz de "eee niye orayıda görmüyoruz" dedik.<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0393.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: right; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0393.jpg" alt="" border="0" /></a>Aşağıya doğru yürüyüşümüzde ilk durak Karadeniz Gölü. 15 derece olan su sıçaklığında bizim dışımızda nerdeyse herkes yüzdü. Kendi adıma erzaman dediğim gibi "soğuk ve ıslak şeylerden hazzetmem". Tam yeri, Sibel'in soğuk şokundan da bahsetmek gerek. O soğuklukta ki suda birden nefesi kesildi ve acilen kıyıya çekildi. Her ne kadar kendisi inat edip ir daha girmişsede benim ne kadar doğru bir karar vermiş olduğumun kanıtıdır.<br><br>Yürüyüşümüz, Yukarı Çeymakçur'a doğru devam ederken bizi bulutlar karşıladı. Bundan sonra önemli bir zamanımız bu bulutların içerisinde geçti.<br><br>Yukarı Çeymakçur'da durağımız Hatice Halanın evi ve ikram ettiği ayranlar. Ellerine sağlık.<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0402.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0402.jpg" alt="" border="0" /></a>Yola devam ettik ve biraz aşağıda münibüsümüz ve Kemal abi bizleri karşıladı. Biz bir grup deli, yürüdüğümüz yolun yeterli olmadığını düşünerek Ayder'e kadar yürümeye devam etme kararı aldık. Her ne kadar yürüyüşümüz bir böğürtlen çalısından diğerine çok yavaş ilerlesede, orman içerisinden geçen iyi bir güzergahtı. Tabii biz böğürtlenlerle zaman harcarken hava kararmaya başladı. Galer düzü civarında gördüğümüz bir minibüs yanımızdan geçerken bizi Ayder'e kadar indirmeyi teklif etti, her ne kadar şüphelide olsak kabul edip bindik.<br><br>Koru Otele vardığımızda hava kararmış ve yemek saati gelmişti. Türkcell kapsama alanına girmiş olduğumuzu Türkcell spam SMS atarak bize hatırlattı ve bizde, Bukla'yı arayarak uçak tarihlerini erteledik. Böylece bir hafta daha Kaçkarlardaydık.<br><br>Gece Ayder Çise kafede horon vurmaya ve bir şeyler içmeye indik fakat yorgunluk ağır bastı, otele geri döndük.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 7</span><br><div style="text-align: left;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/Ka%3F%3Fkarlar%202%20179.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: right; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/Ka%3F%3Fkarlar%202%20179.jpg" alt="" border="0" /></a></div>Bugün Trans Kaçkarın son günü ve hedefimiz Ayder civarında yorgunluk atmak. Zil kale gezildi, konakların fotoğrafları çekildi, Palovit Şelalesi görüldü ve piknik yapıldı. Gün sonuna doğru ilk yolcuyu uğurladık. Nurşah Trabzona doğru yola çıktı, biz ise Doğa restoranta yemeğe...<br><br>Çise'ye gelindiğinde çeşitli kişilerler fikir alış verişinde bulunarak geçireceğimiz bir haftayı nasıl değerlendirmemiz gerektiğine karar verdik. Bunun gerçekleşebilmesi içinde Mayk eski GPS'ni bize ödüç verdi.<br><br>Akşam herkesle vedalaşıldı. Herkes sabahın erken bir saatinde Trabzona doğru yola çıkacak, biz ise bir hafta daha buradayız.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 7+1</span><br>Bu sabah Yukarı Kavrun'a ve oradan da Küçük ve Büyük Deniz göllerini görmeye gideceğiz. Fakat planımız daha ilk günden patladı. Bizi yukarı Kavrun'a götürecek minibüs 9'da gelecekti fakat 10:30'da ancak yola çıktı.<br><br><table><tbody><tr><td><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0652.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0652.jpg" alt="" border="0" width="150" /></a></td><td><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0569.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0569.jpg" alt="" border="0" width="150"/></a></td><td><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0428.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0428.jpg" alt="" border="0" width="150"/></a></td></tr></tbody></table><br><br>Bu arada da diğer planlarımız üzerine konuştuk ve başka olanaksızlıklar olduğu ortaya çıktı. Yürümeyi planladığımız Amlakit-Pokut yolu için Amlakit'e arabayla gitmeyi düşünüyorduk fakat sadece Çarşamba araba varmış yani 3 gün sonra. Bizde başka yol olup olmadığını konuşurken Kavrun'dan Samistal üzerinden <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0522.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0522.jpg" alt="" border="0" /></a>Amlakit'e geçebileceğimizi öğrendik. Ertesi gün bu yolu denemeyi düşünerek Kavrun'da gerekli incelemeyi ( patikaları öğrenmeyi ) planlayarak yola çıktık.<br><br>Bindiğimiz araçta ağzı sızdıran bir benzin bidonu vardı ve 1 saatlik yol çok zor geçti. Hatta Ayten bundan rahatsızlandığı için nerdeyse varmak üzere olduğumuz Deniz göllerinden geri döndük. Tabii bunun bir diğer nedenide 10 metreden daha uzağı görmemizi engelleyen çise. Göllere varsakda birşey göremiyecektik.<br><br>Bizde Kavrun'a geri dönüp, ertesi günün planları üzerine oradakilerle konuştuk ve eğer hava kapalı olur ise Aşağı Kavrun üzerinden Samistal'e geçme kararı verdik.<br><br>Kavrun'dan Ayder'e kadar yolu gene böğürtlen yiyerek yürüyerek tamamladık. Otele döndüğümüzde bayağı bir ıslaktık.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 7+2</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0531.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: right; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0531.jpg" alt="" border="0" /></a>Bugün, çantaları topladık, hazırlandık. Büyük çantamızı daha sonra almak üzere Otelde bıraktık ve yola çıktık. Aşağı Kavrun'a kadar minibüse bindik ve ordan da yukarı yürümeye başladık.<br><br>Biz yola çıktıktan bir saat kadar sonra hava tamamen kapattı. çise'den hiç bir şey göremez haldeydik ve daha da kötüsü, Aşağı Kavrun'dan Samistal'e olan patika kullanılmamaktan kapanmıştı. Heryeri çalılar ( Ağu, Kumar, Yaban Mersini, Çetir ) kaplamıştı. İki gerek girdiğimiz yol çıkışsız kaldığı için geri dönüp başka yollar denedik. En sonunda Ayten çalıların içerisinden doğru yürümeye başladı. Bu arada zaten çise yüzünden tamamen ıslanmış durumdaydık.<br><br>Samistal geçitinin 2500 civarı olduğunu biliyorduk fakat yanlış biliyormuşuz. Geçit 2817 metredeymiş ve biz acaba artık kaybolduk mu gerimi dönsek diye düşünmeye başlamıştık. En son "Eğer 1 saat daha dağın bu tarafında kalır isek geri döneriz" diyerek tırmanmaya devam ettik ve 15 dakka sonra geçiti bulduk. Tahmin edemiyeceğiniz kadar sevindik. Geri dönmek daha ağır geliyordu.<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0538.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0538.jpg" alt="" border="0" /></a>Samistal'e vardığımızda Amlakit'e olan yolu sormamız gerekiyordu fakat içinde yaşayanların olduğu bir ev bulmakta zorlandık. Yayladakiler geri dönemeye başlamışlar ve köyde açık sadece iki ev kalmış. Onlarda iki güne kadar geri döneceklermiş. Neyse Mustafa Amca bize yolu gösterdi ve Amlakit'e doğru yola devam ettik. Bu arada yol boyu "baba"ları hazırlayan arkadaşlara da çok teşekkürler. Doğru yolda olduğumuza dair en önemli güvenceydiler. Bir diğer güvencede boş fişekler ve çekirdek kabukları...<br><br>Amlakit'in hemen üzerinde bir çamlık olduğu ve ordan patikayı bulup inmemiz gerektiği söylenmişti fakat biz patikayı bulamıyorduk ve havada kararmaya başlamıştı. Tam paniklerkene patikayı bulduk. Amlakit sandığımızdan çok, çok daha yakınmış fakat çiseden görünmüyordu.<br><br>Amlakit'te Ufuk pansiyonu bulduk. Kadir bey bizi karşıladığında hava tamamen kararmıştı. Ayakkabılarımız ve biz tamamen ıslaktık. Sıcak banyo, Lahana çorbası şahaneydi.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 7+3</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0566.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: right; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0566.jpg" alt="" border="0" /></a>Hava gene kapalı. Ne yapalım diye düşünürken havanın açması için bir gün daha tanıyalım dedik ve o gün planda olmayan Amlakit'in üst tarafında yer alan Kotençur yaylasına çıkmaya karar verdik. Yolda ilk Zalım ile karşılaştık. Ardındna Doktor Hamit ve Öğretmen Nejla'nın süt tozlu neskafelerini içip onlarla sohbet ettik. Kotençurdan Kermekureç'e yürümeyi düşünüyorduk fakat hava çok kapalı olduğundan vaz geçip ahududu toplamaya başladık. Ufuk pansiyona geri döndüğümüzde reçel yapılacak kadar toplamıştık. Hoş poşet içerisinde oldukları için zaten yarı yolda reçel olmuşlardı bile :)<br><br>Geri pansiyona döndüğümüzde bizi Kadir beyin yeğeni Neşe karşıladı. Kadir bey bir yakınının vefatı üzerine Çamlı Hemşin'e inmiş. Başı sağolsun.<br><br>Akşamı pişti oynayıp geyik yaparak, ertesi gün havanın açık olmasını umarak geçirdik.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 7+4</span><br>Evet bu sabah hava açık. Şahane. Hemen toplanıp küçük bir kahvaltı ertesinde yola koyulduk. Amlkit-Hazindag arasında patikanın bir düzlükte ikiye ayrıldığı ve bizim mutlaka sağdakinden gitmemiz tembihlendi. Fakat yolda patikanın ayrıldığı bir yere rastlamadık. İki gün öncenin telaşıyla geri dönüp yeniden sormaya karar verdik. Tam Amlakit'e geri dönmüşken Hazindag'dan gelen bir kafile ile karşılaştık ve onlardan yolu öğrenip tekrar Hazindag'a doğru yürümeye başladık. Bahsi geçen ayrım eğer bizi okadar tembihlemeselerdi, sorun olmayacak kadar barizdi. Neyse sadece 1 saat fazla yürümüş olduk. Pişman değiliz :)<br><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0593.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0593.jpg" alt="" border="0" /></a>Şu ana kadar Hemşin Yaylalarında yürümüş olduğum en harika parkur Amlakit-Hazindag-Pokut arasında olduğunu belirtmeliyim. Yaklaşık 400 yıl önce bütün patika büyük taşlarla döşenmiş ve şahane bir yol yapılmış. Orman içinden doğru hafif eğimli olan bu yol yürümek ve çevreye bakınmak için harika bir yol.<br><br>Pokut'a vardığımızda planladığımızdan biraz daha geride idik. İki saat gecikmiş durumdaydık. Ve tam bu sırada yağmur atıştırmaya başladı. Pokut'ta bir pansiyon olduğunu biliyorduk ve oraya gitmeye karar verdik. Bugüne kadar kapısından içeri girdiğim en kötü işletme idi. O yaylada hangi kapıyı çalsak daha fazla ilgi göreceğimiz kesin. Soğuk bir odaya alındık ve kimse ne istersiniz diye bile sormadı. En sonunda Ayten dayanamıyıp gidip sorduğunda ise afalladık. Bütün aile içeride sobalı odada oturuyor ve çay içiyor. bir süredir yaylalarda olduğumuz için nakit durumundan sıkışık haldeydik ve ücret sorduğumuzda bize kişi başı 45 dendi. Soğuk bir odada, sıcak suyu olmayan ( hatta sanırım soğuk suyuda olmayan ) bir yer için kişi başı 45 YTL.<br><br>Eğer bütün gece yağmurda yol yürüyecek olsakta burda kalmayız diyip tekrar yola çıktık. 20 dakika sonra Sal Yaylasındaydık. Orada da bir pansiyon olduğunu biliyorduk ve şansımızı bir de orda denemeye karar verdik. Kapıda bizi 76 yaşında Şükran teyze karşıladı. Torunları Mehmet Can ve Sümeyye ile birlikte akşam yemeği yedik, sohbet ettik ve ısındık. Koşullar yukardaki ile aynı idi. Evet henüz yaylanın elektiriği bağlanmamış, içme suyu ile ilgili problemler var fakat önemli bir fark var size insan sıcaklığı gösteriyorlar.<br><br><table><tbody><tr><td><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0613.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0613.jpg" alt="" border="0" width="150"/></a></td><td><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0685.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0685.jpg" alt="" border="0" width="150"/></a></td><td><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0639.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0639.jpg" alt="" border="0" width="150"/></a></td></tr></tbody></table><br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 7+5</span><br>Sabahın erken saatlerinde Ayten'in şaşkınlığı ile uyandım "tepelere kar yağmış". Dünkü fırtınada biz yağmur altında kalırken zirvelere de kar yağıyormuş. Bir gün önce geçtiğimiz Samistal sanıyoruz artık kar altıdaydı ve biz orayı bacağımızda şortlarla geçmiştik.<br><br>Sabah Şükran teyzenin uğurlaması ile yola çıktık. Hedefimiz Şenyuva üzerinden Çamlı Hemşin. Para çekeceğiz, bir sonraki gün bitecek olan tatil için yol bilgisi araç saati soracağız ve ordan da Ayder'e çıkacağız.<br><br>Şenyuvaya varmamız sandığımızdan daha uzun sürdü. İyiki bir gece önce bu yolu yağmur altında yürümeye kalkmamışız. Ordan da duraklamadan Çamlı Hemşin'e doğru yola koyulduk. Fakat bir eşlikçimiz vardı. Şenyuvada bir köpek önümüze düşüp bütün yol boyunca aradaki mesafeyi korumakla birlikte bizi hep görüş mesafesinde tutarak Çamlı Hemşin'e kadar bizle geldi.<br><br>Çamlı Hemşin'e geldiğimizde ilk iş tek banka şubesi Ziraat Bankasın'dan kredi kartı ile nakit çekip çay bahçesine gidip çay içtik. Minibüs saati geldiğinde de Ayder'e yola çıktık. Şöförümüzü bize yaşattığı heyecan nedeniyle kutlamak mı yermek mi gerekir henüz karar veremedim. Ama sanırım yöre şöförlerinin tamamı aynı şekilde araba kullanıyorlar.<br><br>Ayder'de Koru Otel'e geldiğimizde sıcak su ve banyoya kavuşmuş olduk. Ardından da Çise'de yemek ve sıcak şömine bizi bekliyordu.<br><br><span style="font-weight: bold;">Gün 7+6</span><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/HPIM0712.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/200/HPIM0712.jpg" alt="" border="0" /></a>Bugün son gün. Ayder'den yapılacak alış verişlerimizi yaptık. Hesapları kapattık, teşekkürleri ettik ve Ayder içerisinde şöyle bir turlayıp yola koyulduk.<br><br>Minibüs ile Çamlı Hemşin üzerinden Ardeşen ve Pazar ilçesi. Pazar'dan da Hopa-Artvin üzerinden gelen her hangi bir araba ile Trabzona gidecektik.<br><br>Pazar içinde turladık, çarşı gezdik, hatta Ayten ertesi gün gideceği düğün için altın aldı. Şahane bir yemek yedik. ( Çayeli'ni bilmem ama Pazar kurufasulyesi şahaneydi ) Bir yerlerde oturup dinlendik çay içtik derken otobüse binip Trabzona gittik. İki saat kadar havaalnında bekledik. Fakat o kadar yük ile Trabzonda gezmeye cesaret edemedik.<br><br>
İstanbul'a indikten sonra Havaş servisi ile Sabiha Gökçen'den eve gelmek Ayder'den İstanbul'a gelmekten daha uzun sürdü.<br><br><span style="font-weight: bold;">Teşekkürler</span><br><ul><li>Bukla Turizme</li><li>Mikail ve Mustafa'ya</li><li>Fatih ve Muhammed'e</li><li>Tüm ekip arkadaşlarımıza : Sibel, Gökçen, Nurşah, Şükran, Esra, Ata, Tahsin, Şahan</li><li>Yol tarif eden Mustafa amcaya</li><li>Ufuk Pansiyondan Kadir ve Neşe'ye</li><li>Kotençur'dan Doktor Hamit ve Öğretmen Nejla'ya</li><li>Salmacera'dan Şükran teyze ve torunlarına</li><li>Koru Otel'e</li><li>Bunların hepsine sebep olan Ayten'e</li><li>Ve sabredip buraya kadar okumuş olan sizlere</li></ul><br><br>teşekkür ederim.Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1156489601272916302006-08-25T09:49:00.000+03:002006-08-25T10:06:41.396+03:00Kaçkar<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/tatil" rel="tag" >tatil</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/da%C4%9F" rel="tag" >dağ</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/ka%C3%A7kar" rel="tag" >kaçkar</a></div><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.flickr.com/photos/yairza/35181169/"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/kackar.jpg" alt="" border="0" /></a>Çok yoruldum. Şehirden, işten, söylenenden, söylenmeyenden. Kafamı dinlemeye gidiyorum. Sanırım geriye yukarıdaki fotograf gibi bir dolusunu yüklenmiş ve dinlenmiş olarak geleceğim.<br><br><span style="font-size:85%;">Not : Ve umarım geri gelirken <a href="http://huygun.blogspot.com/2005/09/ar-da-efsanesi-i.html">geçen</a> <a href="http://huygun.blogspot.com/2005/09/ar-da-efsanesi-ii.html">seneki</a> <a href="http://huygun.blogspot.com/2005/09/ar-da-efsanesi-iii.html">gibi</a> Erzurum üzerinden gelmeyeceğim.</span>Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1155893180848187242006-08-18T11:36:00.000+03:002006-08-18T12:26:20.923+03:00Pardus'a Osmanlıca Karakter Desteği<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/pardus" rel="tag" >pardus</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/linux" rel="tag" >linux</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/osmanl%C4%B1ca" rel="tag" >osmanlıca</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/foss" rel="tag" >foss</a></div>
Sanırım hepiniz, hikayenin başını <a href="http://burkinafasafiso.com/2006/08/11/pardusa-osmanlica-karakter-seti-destegi/">Burkina Fasa Fiso</a>'dan okumuşsunuzdur. Ali Işıngör projenin neden gerekli olduğuna dair oldukça iyi bir yazı hazırlamış zaten. Ben buna biraz teknik detay eklemek isterim. <br><br>Osmanlıca bir metini yazmaya ya da çevirmeye kalktığınızda çeşitli klavye düzenleri arasında ( Arap, İran, Türkçe ) dolaşmanız gerekmekte. Bunların hepsinden ötesi, çeviri alfabesi ( romanization ) için ise durum çok daha kötü, çünkü günlük kullanılan klavye düzenlerinin hiç birinde bu karakterler bulunmaz.<br><br>Ayrıca sorun sadece bir klavye düzeni hazırlanması da değil. Özellikle çeviri alfabesinin karakterleri günlük kullanımda olmadığı için font desteğine ihtiyaç duyulmakta. Çeviri alfabesi için lazım olan bir karakter unicode sistemi içinde bulunmamakta. Osmanlıca yazım kuralları içerisinde Arap alfabesi ile ilgili bağlantı farklılıkları bulunmakta. <br><br>Yukarıdaki sorunların çözülmesi için projenin ilk adımı olan klavye düzenleri hazırlandı. <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/kxkb.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/kxkb.jpg" border="0" alt="" /></a><br>Kurmak için yapılması gerekenler ise şunlar : <br><ul><li>Dosyaları <a href="http://kdn.karash.biz/files/ostr.zip">burdan</a> indirin.</li><li>Zipi istediğiniz bir yere açın</li><li>İçerisinden çıkan <b>otl</b> ve <b>ota</b> dosyalarını <i>/usr/lib/X11/xkb/symbols/pc</i> klasörüne kopyalayın.</li><li>İçerisinden çıkan <b>xorg.xml</b> ve <b>xorg.lst</b> dosyalarını <i>/usr/lib/X11/xkb/rules</i> klasörüne kopyalayın.</li><li>Çevre Birimleri | Klavye Düzeni'nden Klavye Düzeni etkinleştirilip, Düzen listesinden Turkish Ottoman Latin ve Turkish Ottoman Arabic seçenekleri seçilmeli. Tabiki ihtiyaca göre <b>trq</b> ve / veya <b>trf</b>ninde seçilmesi faydalı olacaktır.</li><li>Güle güle kullanın</li></ul><br><br>Yukarıdaki dosyaları kopyalamak için <i>root</i> haklarına ihtiyacınız var. Ayrıca hali hazırdaki xorg.xml ve xorg.lst dosyalarınızın birer yedeğini almanızda faydalı olabilir<br><br>Hata, öneri ve projenin sonraki adımlarına katkılarınızı bekleriz.<br><br>
Not : Bu projede yer almaktaki kişisel nedenim ise Bilim Tarihi eğitimi almış ve bir parça Osmanlıca çalışmış biri olarak, böyle bir ihtiyaç varken ve bunu yapabilecekken bir başkasının ( Amerikalı, İspanyol v.b. ) bu işi bizim adımıza yapmasını istemiyor olmam.Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1155105857297979102006-08-09T09:26:00.000+03:002006-08-09T09:45:36.006+03:00Robosapien<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/robot" rel="tag" >robot</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%22b%C3%BCy%C3%BCklere%2Boyuncak%22" rel="tag" >büyüklere oyuncak</a></div><br><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://arstechnica.com/reviews/hardware/robosapien.ars"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/robosapien.jpg" border="0" alt="" /></a>Bugünlerde algıda seçicilikten olsa gerek her yerde robotlara dair bir şeyler görüyor, okuyorum. Bunlardan en yenisi yanda görülen arkadaş. Yürüyor, konuşuyor, hatta bowling oynuyormuş. <a href="http://arstechnica.com">Ars Tecnica</a>'da kendisi hakkında iyi bir <a href="http://arstechnica.com/reviews/hardware/robosapien.ars">inceleme yazısı</a> var. Üstelik 250$ civarı fiyatıyla, "on yaşından büyük erkek çocuklara oyuncaklar" kategorisinde hakkettiği yeri alıyor.<br><br>Hazır robotlardan bahsederken, Türkiye'deki robot topluluklarının listesine de <a href="http://www.robbot.org/default.aspx?rid=3586">burdan</a> erişebileceğinizi hatırlatayım.<br><br>İyi oyunlar...<br><br><br><br><br><br>Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1154069053771974982006-07-28T09:16:00.000+03:002006-07-28T09:53:41.543+03:00Linux ve Robotik<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/robot" rel="tag" >robot</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/linux" rel="tag" >linux</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/kitap" rel="tag" >kitap</a></div><br><br><p><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://oap.sourceforge.net"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/complete_bot_small.jpg" border="0" alt="" /></a>Dün büyük kitapçılardan birinde amaçsızca dolaşıp yeni çıkmış kitapları kurcalayıp, fiyatlarına bakıp homurdanırken, genelde yanlarından sadece yavaşlayarak geçtiğim "Bilgisayar Kitapları" reyonunda bir kitap gözüme ilişti : <a href="http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=137164">Linux ve Robotik</a>. D. Jay Newman'ın Alfa Yayınları tarafından çevirisi yapılıp yayınlanan kitabı "kendi robotunu kendin yap" kitaplarından ve kendi robotunu yaparken kullandığın işletim sistemi de tabiki Linux...<br><br>Çeviri kokan bilgisayar kitapları konusunda belli bir önyargım olsada, kitabı aldım. Akşam evde şöyle bir göz gezdireyim dedim ve gecenin bir yarısında kitabı okumuştum.<br><br> Her ne kadar kitabın girişinde yazar okurunun daha önce robotlarla uğraşmış olacağını beklediğini söylesede, kitap robotlar dünyasına giriş yapmak isteyen, bu konuda çok fazla bilgisi olmayan kişiler için biçilmiş kaftan. Donanım ve yazılım olarak nelere ihtiyaç duyulacağını, çok fazla detaya girmeden tanıtıyor. Bundan sonra eğer detaya girmek isterseniz nerede arayacağınızı biliyorsunuz...<br><br>Kitap genel olarak her Alfa kitabında olduğu gibi bazı redaksiyon problemleri taşıyor ama göz gezdirmiş olduğum ( okumak pek mümkün değildi ) diğerler bir kaçı kadar değil. Eğer ilginizi çeken bir konu ise ve Türkçe bir şeyler okumak istiyorsanız tavsiye ederim.<br><br>Yok ben kitap okumak değil doğrudan robot yapmak istiyorum diyorsanız bazı projelerin bağlarını sıralayayım : <a href="http://oap.sourceforge.net/">Open Automation Project</a>, <a href="http://www.leafproject.org/">LEAF Project</a>. Ayrıca donanım desteği için <a href="https://www.zagrosrobotics.com/Index.asp">Zagros Robotics</a> 'i ziyaret ederek başlaya bilirsiniz...<br><br>Kişisel olarak ne kadar tavlanmış olursam olayım sanırım önce <a href="http://huygun.blogspot.com/2006/05/mindstorms.html">Mindstorms NXT</a> ile oynayacağım...</p>Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1152602702099609872006-07-11T10:09:00.000+03:002006-07-11T10:25:02.130+03:00Bozcaada<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/tatil" rel="tag" >tatil</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/bozcaada" rel="tag" >bozcaada</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%C5%9Farap" rel="tag" >şarap</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/deniz" rel="tag" >deniz</a></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/eylem305.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/eylem305.jpg" border="0" alt="" /></a>Perşembe, Cuma günlerini de içine katarak geçtiğimiz hafta sonu küçük bir yaz kaçamağı yaptık.<br><br>Bu Bozcaada'ya yaptığım dördüncü ve en uzun ziyaret oldu. Daha önceki seferler, ziyaret süreleri kısa olduğu için dinlenmekten daha çok yorulmuştum. Bu seferden sonra en az 4 günlük geziler yapılması gerektiğine kani oldum.<br><br>Ada bilmeyenler için belirteyim Türkiye'nin önemli üzüm ve şarap merkezlerinden birisi. Son yıllarda tanınmanında etkisi ile yerli üzümleri Karalahna ve Vasilakis'in dışında üzünler de yetiştirmeye ve şaraplarını üretmeye başlamışlar. Fakat benim tercihim kesinlikle Karalahna'dan yana... <br><br>Adanın turizm açısından tanınmaya başlamasının da etkisi ile ilk gittiğimiz sene yaşadığımız yer sorunu yok. Çarşı içinde hemen her ev pansiyon olarak işletiliyor. Sırası gelmişken, Cenk Ev Pansiyonu'na, Şerefettin ve Nuray'a bir daha teşekkür ederim. Bizi çok iyi ağırladılar. Özellikle akşam üzeri çayları çok makbule geçti.<br><br>Özellikle Ağustos sıcakları bastırdığında Bozcaada'ya gidilmesini tavsiye ederim. Her yer sıcaktan yanarken ada püfür püfür eser, deniz suyu ise kar suyu kadar soğuktur...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1151859336966953912006-07-02T19:42:00.000+03:002006-07-02T19:57:32.213+03:002 Temmuz<span style="font-style:italic;">Kaç zamandır inatla bir sevdayı sürerim,<br>
Bilinmedik yüzünde balkıyan sis pençesi.<br>
Yolları ezberden ben hep ona giderim,<br>
İçimde düğüm düğüm bir bozlak cerbezesi.<br>
<br>
Sahi o bozlağı ben ilk nerde duymuştum?<br>
<br>
Ben ki çağdışı bir uyumsuzluk delisi,<br>
Kendi ipimi belki kendim çekerim.<br>
Gölgeme dadanmış bir tuhaf güz kedisi,<br>
Her yere peşimden onu da sürüklerim.<br>
<br>
Sahi o kediyi ben ilk nerede görmüştüm?<br>
<br>
Durmadan garlara, garajlara düşerim,<br>
Gayri bilmem ne olur, size kalmış gerisi.<br>
Adıma arasıra törenle mum dikerim,<br>
Ölümüme gönülden bir merhaba yenisi.<br>
<br>
Sahi o ölümü ben ilk nerede ölmüştüm?<br></span>
<br>
<a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Metin_alt%C4%B1ok">Metin Altıok</a> - Bozlak Kedi ve Ölüm
<br>
<a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Sivas_Mad%C4%B1mak_Oteli%27nin_yak%C4%B1lmas%C4%B1">2 Temmuz 1993</a>Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1151676576437613812006-06-30T16:37:00.000+03:002006-06-30T17:09:46.016+03:00Resim Yazı<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/yaz%C4%B1" rel="tag" >yazı</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/resim" rel="tag" >resim</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/alfabe" rel="tag" >alfabe</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/mobil" rel="tag" >mobil</a></div>
<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/zlan.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/zlan.jpg" border="0" alt="" /></a>İnsanlığın bilgi aktarmak için ilk buluşu olan resim yazıya ( <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Egyptian_hieroglyph">hiyeroglif</a> ) geri dönüyoruz. <a href="http://www.zlango.com/content.aspx?page=see">Zlango</a> projesi, mobil telefonlarda kullandığımız kısa mesaj işlemini değiştirmeyi hedefliyor...<br><br>Mesajınızı, uygulama içerisindeki çeşitli resimleri seçerek yazıyorsunuz. Mesajınızı alan kişi sizinle aynı dili konuşmuyorsada bu resimlerden ne dediğinizi okuyabiliyor. Tıpkı <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Chinese_character_classification">Çin alfabesi</a> gibi. Dolayısı ile karşınızdaki ile konuşamıyor olabilirsiniz ama bu yazışmanıza engel değil...<br><br>Ev ödevi : Resimde ne yazıyor?Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1149690486146809672006-06-07T16:47:00.000+03:002006-06-07T17:28:06.173+03:00Bilgisayar Destekli Grafik ve Animasyon Tarihi<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/CGI" rel="tag" >CGI</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/tarih" rel="tag" >tarih</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/duyuru" rel="tag" >duyuru</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/merakl%C4%B1s%C4%B1na" rel="tag" >meraklısına</a></div><br>Wayne Carlson'un 20 bölümlük, Abakustan başlayıp en gelişmiş 3B modelleme teknolojilerine uzanan, görsel malzemelerle desteklenmiş bu muhteşem eserini mutlaka görmelisiniz : <a href="http://accad.osu.edu/%7Ewaynec/history/lessons.html">Bilgisayar destekli grafik ve animasyon tarihi</a>.<br><br>Meraklısına duyrulur...<br><br><span style="font-size:85%;">Kaynak : <a href="http://www.hafif.org/yazi/bilgisayar-destekli-grafik-ve-animasyon">Hafif.org</a></span>Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1149493067453998712006-06-05T10:21:00.000+03:002006-06-05T12:43:51.556+03:00Howl'un Yürüyen Şatosu<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/anime" rel="tag" >anime</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%22%C3%A7izgi%2Bfilm%22" rel="tag" >çizgi film</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/sinema" rel="tag" >sinema</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/duyuru" rel="tag" >duyuru</a></div><a href="http://anime.gen.tr/sirket.php?id=87">Ghibli Stüdyoları</a>'nın ve <a href="http://anime.gen.tr/kisi.php?id=249">Miyazaki</a> ustanın son ürünü <a href="http://anime.gen.tr/animetanitim.php?id=462">Howl'un Yürüyen Şatosu</a> 9 Haziranda Türkiye'de gösterime giriyor. Ghibli Studyoları'nın sanırım seyretmediğim tek filmi.<br><br>Bu arada 8 aydır üzerinde çalışmakta oldukları projeleri <a href="http://anime.gen.tr/animetanitim.php?id=356">Gedo</a>'da bitmiş yakında dünya sinemalarında gösterime girecekmiş... Meraklısı için <a href="http://www.ghibli.jp/26trailer/ged2_lg.html">fragmanlar</a> yayınlanmaya başladı.<br><br>Ne güzel, ne güzel...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1149080542710100862006-05-31T15:22:00.000+03:002006-05-31T16:02:22.736+03:00Elephants Dream<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/foss" rel="tag" >foss</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%22%C3%A7izgi%2Bfilm%22" rel="tag" >çizgi film</a></div><br>
<center><a href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/ed1.jpg"><img src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/ed1.jpg" border="0" alt="" /></a></center>
<br><a href="http://orange.blender.org">Orange Open Movie Project</a>, dünyanın ilk açık çizgi filmi <a href="http://www.elephantsdream.org">Elephants Dream</a>'i gururla sunar.
<br><br>
Tamamı <a href="http://www.blender.org">Blender</a>, <a href="http://www.gimp.org">Gimp</a> gibi açık kaynaklı / özgür yazılımlarla üretilmiş. Filmin kendisi ve üretimde kullanılmış her şey <a href="http://www.creativecommons.org/">Creative Commons</a> lisansı ile yayınlanmakta.
<br><br>
11 dakikalık bu kısa filmi mutlaka izlemelisiniz.Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1149077499002501482006-05-31T14:47:00.000+03:002006-05-31T15:11:39.016+03:00Devletim Benim...<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/devlet" rel="tag">devlet</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/ehliyet" rel="tag">ehliyet</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/motor" rel="tag">motor</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/kgs" rel="tag">kgs</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%22deli%2Bdumrul%22" rel="tag">deli dumrul</a></div>
<br><br>
Biliyorsunuz, motor aldım. Tabiki bunun için A2 sürücü belgesi almam gerekiyordu. Benim ise daha önceden sınavlarını verdiğim ama gidip teslim almadığım B sınıfı sürücü belgem vardı. Gittik bir kursa, sorduk. Dedilerki fark sınavına girersin, sonra bu iki dosyayı birleştirir bir seferde iki sürücü belgesini birden alırsın. Aman ne güzel ne güzel diye sevindiydim.
<br><br>
Neyse efendim, 3 ayda bir yapılan sürücü belgesi sınavları için bütün bahar bekledik. Ardından sınavlar bitti sertifikaları aldık ve Beşiktaş Emniyet Müdürlüğü'ne gittik. Dediler ki :
<br><br>
"Bir önceki sertifikanı ( B ) Şişli ilçesinde bir kurstan almışsın önce oraya gidip B sınıfı sürücü belgeni alacaksın ardından buraya geleceksin, sana A2 vereceğiz. Eğer Şişli'deki bir kursa gitseydin, ikisini aynı anda alabilirdin."
<br><br>
Ehliyetinizi hangi ilçede kursa gittiyseniz ancak ordan alabiliyormuşsunuz! Sebep? Kime kızsam ki?
<br><br>
<div style="text-align: center;">***
</div>
<br><br>
Neyse ben bu motoru iş ve ev arasında kullanmak için aldım yani her gün köprü geçeceğim. Bunun için OGS veya KGS almam gerekiyor. İnternette biraz bakındım, İş Bankası ve Ziraat Bankası şubelerine gidip alabiliyormuşum. Gittim bir İş Bankası şubelerinden birine, sırada bir müddet bekledim, dedilerki biz sadece bizde hesabı olanlara verebiliyoruz, şurdaki şubeye gidin. Gittim o şubeye, sıra nosu aldım. Biraz bekledim. Sıram geldi, dedilerki, yanlış yerden numara almışsınız, biz sadece İş Bankası müşterilerine veriyoruz, Müşteri Temsilcisi numarası almanız lazım. Gittim tekrar sıra numarası aldım. Biraz daha bekledim. İş Bankası artık sadece İş Bankası müşterilerine KGS veriyormuş. Acaba elektronik bir bilgiyi düzenlemek bu kadar zor mu? Biz bu işi yapıyoruz diye yazdıkları yazının altına, artık sadece bizim müşterilerimize bu hizmeti veriyoruz yazmak bu kadar zor mu? Bu bilgiye ulaşmak için 1.5 saat sıra mı beklemem gerekiyor?
<br><br>
O kızgınlıkla, çıktım yola. Köprü üzerindeki gişelerden alacağım KGS'yi. Ama ama o ne <span style="font-weight: bold;">"Sistem arızalı veremiyoruz!"</span>
<br><br>
Şimdi kime kızmalı?Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1148385180713166712006-05-23T14:47:00.000+03:002006-05-23T17:34:57.530+03:00Linux Gezegeni Vatandaşlığı<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/gezegen" rel="tag" >gezegen</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/blogger" rel="tag" >blogger</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/bloglar" rel="tag" >bloglar</a></div>
Artık <a href="http://gezegen.linux.org.tr">Linux Gezegeni Vatandaşı</a>'yım.
<br>
Yazdığım ilk blog yazısı gezegeni dağıttı ama suç benim değil. Blogger'ın koyduğu resim taglarından kaynaklanıyor. Umarım hatayı düzeltmişimdir ve bundan sonra her seferinde düzeltmeyi unutmam...
<br>
<b>Ek:</b>Hata resim taglarından değil, blogger'ın br'lerinden kaynaklanıyormuş. <a href="http://www.blogger.com/profile/13488338">Pinguar</a>'a teşkkürler. Eh gezegen vatandaşlığının bir bedeli varmış :)<br>
Çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı çok özür dilerim...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1148377462474265332006-05-23T12:36:00.000+03:002006-05-23T17:27:17.656+03:00Artık bir motorum var...<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/motor" rel="tag">motor</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/scooter" rel="tag">scooter</a></div><br><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/keeway_focus.jpg" alt="" border="0" /><br>Yaklaşık iki aylık araştırma, niyetlenme sonrasında, çeşitli marka ve modeller üzerinde gönül gezdirdikten sonra, son üç gün içinde ani bir karar değişikliğiyle tekrar scooterlar ile ilgilenmeye başladım. Sonuç olarak bir scooter aldım. Keeway Focus 125.<br><br>Evet beklemiş olmaktan dolayı zarar ettim. Önce ÖTV artışı ardından Dolar ve Euro artışı ama olsun bu yaz motorumla trafikte olacağım kendinize dikkat edin :)<br><br>Sahip olduğum motor resimdekinin mat siyah renklisi...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1147596960070276232006-05-14T11:46:00.000+03:002006-05-14T11:56:00.100+03:00Penguenler kadar şendik<div id="tag"><b>tag: </b> <a href="http://del.icio.us/haky/etkinlik" rel="tag" >etkinlik</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%C5%9Fenlik" rel="tag" >şenlik</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/lkd" rel="tag" >lkd</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/linux" rel="tag" >linux</a></div>
<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/DSC_3930.JPG.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/DSC_3930.JPG.jpg" border="0" alt="" /></a>
<a href="http://senlik.linux.org.tr">Şenliğin</a> son günündeyiz. Herkesin burada olmasını isterdik ama gelemeyenlerin çok bir şey kaçırmaması için kamera-cg olarak, Volkan'la birlikte bütün şenliği kayıt altına alıyoruz :) Hatta bu sene yardımcılarımızda var : Burcu ve Shane
Söz bu sene vidoe'ları yayınlayacağız...
Fotoğraf : <a href="http://cekirdek.uludag.org.tr/~baris/blog/">Barış Metin</a>Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1147343940382021622006-05-11T13:33:00.000+03:002006-05-11T13:39:00.400+03:00Şenlik Başladı<div id="tag"><b>tag: </b> <a href="http://del.icio.us/haky/etkinlik" rel="tag" >etkinlik</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/%C5%9Fenlik" rel="tag" >şenlik</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/lkd" rel="tag" >lkd</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/linux" rel="tag" >linux</a></div>
<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/senlik1sa%20055-s.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/senlik1sa%20055-s.jpg" border="0" alt="" /></a>
<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/senlik1sa%20021-s.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/senlik1sa%20021-s.jpg" border="0" alt="" /></a>
<a href="http://senlik.linux.org.tr">5. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği</a> başladı. Hala geç kalmış değilsiniz, 3 gün daha sürecek!
Hepinizi bekleriz!Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1147157968737530262006-05-09T09:45:00.000+03:002006-05-10T11:48:33.490+03:00Şenlik Var!<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/%C5%9Fenlik" rel="tag" >şenlik</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/lkd" rel="tag" >lkd</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/linux" rel="tag" >linux</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/penguence" rel="tag" >penguence</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/etkinlik" rel="tag" >etkinlik</a></div>
<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://penguence.linux.org.tr"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/sayi5-2.jpg" border="0" alt="" /></a>
<a href="http://senlik.linux.org.tr">5. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği</a> geldi...
Şenlik öncesinde <a href="http://penguence.linux.org.tr">yeni sayımızı</a> hazırladık ve <a href="http://penguence.linux.org.tr">Penguence</a> ekibi olarak <span style="font-weight:bold;">13 Mayıs Cumartesi</span> saat <span style="font-weight:bold;">11:30-12:30</span> arasında <span style="font-weight:bold;">C salonunda</span> sizleri bekliyor olacağız. Penguence okur ve yazarları bir araya gelip derginin içeriği ve geleceği konusunda fikir alışverişinde bulunacağız...
Haydi penguenler şenliğe...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-9548348.post-1146736964095854062006-05-04T12:37:00.000+03:002006-05-04T13:02:44.110+03:00Mindstorms<div id="tag"><b>tag:</b> <a href="http://del.icio.us/haky/robot" rel="tag" >robot</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/oyuncak" rel="tag" >oyuncak</a>, <a href="http://del.icio.us/haky/lego" rel="tag" >lego</a></div>
<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/1600/lego-robot2.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;" src="http://photos1.blogger.com/blogger/1003/700/320/lego-robot2.jpg" border="0" alt="" /></a>Benim önce elektroniğe ardından da bilgisayara bulaşmamın belki de en önemli nedeni, 10 yaşında çocukken okuduğum bilimkurgu romanlar ve onların içerisinde yer alan robotlar...
Sanırım o 10 yaşındaki çocuk hiç büyümedi. Hayatımı kazanmak için en keyif aldığım hobimi, bilgisayar programcılığı, yapıyorum. Kütüphanemin önemli bir kısmını bilim kurgu romanlar kaplıyor. Oyunlara, oyuncaklara ve robotlara hala ilgi duyuyorum.
Yukarıda saydıklarımın hemen hepsinin kesiştiği bir yer, bir şey var : <a href="http://mindstorms.lego.com/">Lego Mindstorms NXT</a>.
Doğum günüme daha çok var, ama bir bahane yaratıp kendime hediye olrak bu "oyuncak"tan bir adet alacağım...
Haa bu arada, bu oyuncağın üzerindeki yazılımlar <a href="http://mindstorms.lego.com/press/2057/Open%20Source%20Announcement.aspx">artık açık kaynaklı</a>...Hakan Uygunhttp://www.blogger.com/profile/01844146802192695766noreply@blogger.com0