Pardus... Özgürlük İçin...
<
Bir süredir, denk gelmemek için televizyonda, internette haberleri pas geçiyor, gazetelerde sayfaları atlıyor, iki insanın utanmamız gerekirken dilimize malzeme olan hikayelerinden, bu durum üzerine düşünmekten kaçıyordum. Ama her seferinde bir yerden sobeleniyor, ben de duruma kaçışımla malzeme oluyordum. Son iki Cumartesi Yazısı da artık kaçamamanın sonucunda yazılmış iki yazı gibi duruyor1. Genel olarak Cumartesi Yazıları bu tutamamanın, artık söylenmek, yazılmak zorunda olmanın bir sonucu2. Yazılar, yazarlarından koşarak kaçıp, kendi okurlarını, tanışlarını aramaya çıkıyorlar. Sanki kişisel sohbetlerde, defterlerde, en çok da zihinde sıkışıp kalmaktan bıkmış, kendi uzaylarına açılıyorlar. Ki şu ana kadar gözlemlediğim kadarıyla da artık okurlarına kavuşmaya başlamışlar. Her şeyin küçük harfle yazıldığı, bu blogda, fikirler, iktidar talep etmek yerine kendi yaşam alanına sahip çıkmaya çalışıyor. Bunu yaparken sadece kendisinin değil başkalarının yaşam alanının varolma hakkını da sahipleniyor... Edebiyat, müzik, zaman, şehir ve en çok da bütün diğerlerinin olmasını olanaklı kılan özgürlük hakkında zorunluluktan yazılmış yazılar, okuyucusunu arıyor... Belki de o okur sizsinizdir... Bence bir uğrayın. Not 1 : Aslında bu satırları, bahsi geçen yazılara yorum olarak yazacaktım fakat bu fikrin sadece bu iki yazıya değil, genele dair olduğunu görünce, yazıyı buraya taşımaya bloga yorum yapmaya karar verdim. Not 2 : Bu durum üzerinde "acaba blogun açılışına dair olan bilgilerim blogun içeriğine bakışımı etkilemiş olabilir mi?" diye düşündüm. Olmadığını sanıyorum ama bu tür durumlarda nesnel olmak çokda mümkün değildir biliyorum.
/p>
<

<0yorum:

    <

<< Geri dön

< <